31 Ağustos 2012 Cuma


Heyhat !

Mum gibi erimiyorsa insan

“Yanıyorum” dememeli;

Yanmaktan korkuyorsa kişi

“Aşk Kapısı” ndan girmemeli…

Ya “Kor Yürekli” olmalı insan

ya da kor barındıracak “Yürekli”…

Şems-i Tebrizi

28 Ağustos 2012 Salı

...

İşte budur hayat! 
İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın 
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun 
Çiçek sulandığı kadar güzeldir 
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli 
Bebek ağladığı kadar bebektir 
Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren, 
Sevdiğin kadar sevilirsin...

Can Yücel

21 Ağustos 2012 Salı

Kaybetmek; insanda değer kavramının güçlenmesini sağlar.
Sürekli kazanan insanda değer kavramı yoktur. 
Onun için her şey değersizdir. İnsan bazen kaybederek kazanır.

Ertürk Akşun

18 Ağustos 2012 Cumartesi

Üç şeyden artık vazgeçtim;
Sorun olan yerde kalma ısrarımdan.
Kendimden çok başkalarını önemsemekten.
Sevmediğim birşeyi hatır için yapmaktan.

Üç şeye hala devam ediyorum;
İnsan gibi insan olmaya.
Mutlu olduğum her an'ı yaşamaya.
Başarmak için, korkmadan risk almaya…
Ayla İZGİ

15 Ağustos 2012 Çarşamba

Her insan huzur verir...
Kimileri gelince kimileri gidince...

12 Ağustos 2012 Pazar

Bağlanmayacaksın...



Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
“O olmazsa yaşayamam.” demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.
Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.
Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
Senin onu sevdiğinden.
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.
Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
Paldır küldür yürüyebileceksin.
İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı, yıldızları…
Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
“O benim.” diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasın istiyorsan birşeylerin…
Mesela gökkuşağı senin olacak.
İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait
olacaksın.
Mesela turuncuya, yada pembeye.
Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, 
Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak…

11 Ağustos 2012 Cumartesi

Hangi ilaç iyi gelir yürek yarasına,
Hangi merhem tüm kırılmışlıklarını onarır,
Hangi silgiler siler söz sıyrıklarını?
Özlemenin şifası var mıdır?
Ya hasretin?

İyileştiren sevgilere ihtiyacı var insanın,
Özellikle de şimdi, bu yaşlarda.
Seni tüm zaaflarınla, hatalarınla kabul eden,
Tüm korkularınla bilen,
Hesapsızca ve sorgusuz,
Şartsız ve koşulsuz,
Bencilce olmayan?

Benim’den önce senin olan,
Onaylamasa da kabul eden bir yumuşaklıkta,
Kalbinin içi kadar bir uzaklıkta,
Sonuçta değil süreçte iyi gelen,
İyileştiren sevgilere ihtiyacı var insanın.
Düşüncesi bile gülümseten,
Omuzlarındaki tüm yüklerinden seni azad eden,
Keder değil yaşama sevinci veren,
Tüm yaralarını kendi bile fark etmeden saran,
İyileştiren, iyi gelen sevgilere ihtiyacı var insanın.

Beklentileriyle yormayan, fazla soru sormayan,
Yanında sen gibi sen olduğun,
Tüm yanlış bildiklerini unuttuğun,
Hiçbir hesap yapmadığın, yapamadığın,
İyi gelen, iyileştiren sevgilere ihtiyacı var insanın.

Seni kalıplar içine sıkıştırmayan,
Tüm kayıp taraflarını bakışlarıyla bulduran,
En beceriksiz taraflarını,
Sevimli bir çocuğun yaramazlığı gibi görüp, Seni sevmeye daha da sarılan,
İyileştiren, iyi gelen sevgilere ihtiyacı var insanın.

Not: Yazarı bilinmeyen, anonim bir yazıdır.-alıntı

9 Ağustos 2012 Perşembe

Hint felsefesinin 4 kuralı

KURAL 1: “Karşına çıkan kişiler her kimse, doğru kişilerdir. Bunun anlamı şudur, hayatımızda kimse tesadüfen karşımıza çıkmaz. Karşımıza çıkan, etrafımızda olan herkesin bir nedeni vardır, ya bizi bir yere götürürler ya da bize bir şey öğretirler.”

KURAL 2: “Yaşanmış olan her ne ise, sadece yaşanabilecek olandır. Hiç bir şey, hem de hiç bir şey yaşadığımız şeyi değiştiremezdi. Yaşadığımızın içindeki en önemsiz saydığımız ayrıntıyı bile değiştiremeyiz. ‘Şöyle yapsaydım, böyle olacaktı’ gibi bir cümle yoktur. Hayır, ne yaşandıysa, yaşanması gereken, yaşanabilecek olandır, dersimizi alalım ve ilerleyelim diye. Her ne kadar zihnimiz ve egomuz bunu kabul etmek istemese de, hayatımızda karşılaştığımız her olay, mükemmeldir.”

KURAL 3: “İçinde başlangıç yapılan her an, doğru andır. Her şey doğru anda başlar, ne erken ne geç. Hayatımızda yeni bir şeyler olmasına hazırsak, o da başlamaya hazırdır.”

KURAL 4: “Bitmiş olan bir şey bitmiştir. Bu kadar basittir. Hayatımızda bir şey sona ererse, bu bizim gelişimimize hizmet eder. Bu yüzden serbest bırakmak, gitmesine izin vermek ve elde etmiş olduğun bu tecrübeyle ileriye doğru bakmak daha iyidir.”

7 Ağustos 2012 Salı

Büyük düşün,
Olumlu düşün,
Şimdiyi yaşa,
Yararlı ol,
Affet,
Şükret,
Amaç belirle,
Mantıklı ve esnek ol,
Azimli ve sabırlı ol,
“Kardeşim. Sen düşünceden ibaretsin, geriye kalan et ve kemiksin. Gül düşünürsün, gülistan olursun. Diken düşünürsün, dikenlik olursun.”

Mevlâna Celâleddin-i Rûmî

6 Ağustos 2012 Pazartesi

Gülümse Annem...


Akşam olur hasret büyür dağ olur. 
Bu dağlarda kurşun atsan çığ olur. 
Sen oğlunu geri dönmez say annem. 
Ben ölünce belki vatan sağ olur. 

Belki dağlar duman duman savrulur, 
Belki sesim çığlık çığlık duyulur, 
Belki yavrun bir tabuta koyulur, 
Üzülme annem. 

Bir yangın ki ciğer ciğer kavrulur, 
Bir yangın ki kardeş kardeş vurulur, 
Belki kalbim bir bayrağa kan olur, 
Gülümse annem...

Yine yağmur ince
 ince çiselenir. 
Yine toprak yaz
 gelince çiçeklenir. 
Sen beni hep rüyalarda gör annem. 
Gör ki kalbim bir mezarda dinlenir. 

Belki dağlar duman duman savrulur, 
Belki sesim çığlık çığlık duyulur, 
Belki yavrun bir tabuta koyulur, 
Üzülme annem. 

Bir yangın ki ciğer ciğer kavrulur, 
Bir yangın ki kardeş kardeş vurulur, 
Belki kalbim bir bayrağa kan olur, 
Gülümse annem...