24 Ekim 2012 Çarşamba

Çoktandır kafamı kurcalayan bir şey var. Niçin insanlar birbirilerine karşı açık yürekli davranmıyorlar. Neden en iyi insan bile karşısındakinden bir şeyler gizliyor, bütün düşündüklerini açıklamıyor. Sözlerimizin yabana atılmadığını bildiğimiz zamanlar bile neden içimizden geçenleri olduğu gibi söylemiyoruz. Nedense herkes olduğundan sert görünmek istiyor. Duygularını hemen açığa vurursa altta kalacakmış, küçük düşürülecekmiş gibi bir korkuya kapılıyor.

Dostoyevski

18 Ekim 2012 Perşembe

Hayatım boyunca kendimle ilgili olarak uzun açıklamalara girmekten kaçındım. Yani duygularımı bütün açıklığıyla uzun uzun anlatmadım kimseye. Bunu yapmak doğru muydu bilemiyorum ama bu böyle sürdü. İstedim ki bana bu kadar yakın olan insanlar birkaç kelimeyle, birkaç cümleyle, bir bakışla, bir nefes alışımla anlasınlar neler olup bittiğini. Çünkü ben böyle anlayabiliyorum. Eğer sahiden birinin yakınında duruyorsam, bu kadarla da olsa farkına varabiliyorum olup bitenlerin. Yakınlarında olmanın hakkını veriyorum ve bunu onlardan da bekliyorum.

Tarık Tufan

17 Ekim 2012 Çarşamba

Bildiklerini anlat, ama akıl vermeye kalkma. 
Anlatılanları iyi dinle, ama hepsini doğru sanma. 
Sessiz kalmak, bir şey bilmediğin anlamına gelmez, çok konuşmakta çok şey bildiğini göstermez. Herkesi kendine eşit gör, her kim olursa olsun bir insanı küçümsemek akılsızlık, 
çok büyük görmekte korkaklıktır. 
Cesaret akıldan gelirse cesarettir, bilgisizlikten gelirse cehalettir.

16 Ekim 2012 Salı

Bazen Su olmak lazım , Sessiz sakin...!
Bazen Sel olmak lazım , öfkeli ve hırçın...!
Bazen Mum alevi olmak lazım , sabırla tükenmeyi bekleyen...!
Bazense volkan olmak lazım , önüne gelen herşeyi hızla tüketen...!
Kimine Su olacaksın kimine 
Sel !
Kimine Mum olacaksın kimine Volkan !
Ama kimseye asla "Kul" olmayacaksın...!

15 Ekim 2012 Pazartesi

Konuşacak birini bulmak kolay da 
Susacak birini bulmak zor.
Susacak ne çok şey var oysa susmak; 
İliklerime kadar doluyum anlamında...

14 Ekim 2012 Pazar

İnsanların çoğu
kaybetmekten korktuğu için,
sevmekten korkuyor.

Sevilmekten korkuyor,
kendisini sevilmeye
layık görmediği için.

Düşünmekten korkuyor,
sorumluluk getireceği için.

Konuşmaktan korkuyor,
eleştirilmekten korktuğu için.

Duygularını ifade etmekten korkuyor,
reddedilmekten korktuğu için.

Yaşlanmaktan korkuyor,
gençliğinin kıymetini bilmediği için.

Unutulmaktan korkuyor,
dünyaya iyi bir şey vermediği için.

Ve ölmekten korkuyor,
aslında yaşamayı bilmediği için.

William Shakespear

13 Ekim 2012 Cumartesi

Ne güzel insanlar vardı eskiden.
Çocukluğumuzu kaplamışlardı.
Bize masal anlatırlardı
Cinlerden, perilerden.
Büyük anneler, büyük babalar vardı.
O zaman hepsi uzaktı ölümden.
Hem sevdirir hem korkuturlardı.
Acı hikâyeleri bile tatlı başlardı.
Demek bunun için gittiler hikâyelerden.
Ne güzel insanlar vardı eskiden.

Ne güzel şarkılar vardı eskiden.
Gençliğimizi donatırlardı.
Hep iyi şeyler hatırlatırlardı
Geçip gitmiş devirlerden.
Sevgi ve ümid yaratırlardı.
O zaman her şey uzaktı ölümden.
Yanık şarkılar bile neşeli başlardı.
İster istemez saadet taşardı
Gamsız günlerimizden.
Ne güzel şarkılar vardı eskiden.

Ne güzel zamanlar vardı eskiden.
Hayâl içinde yaşatırlardı.
Güldürür ağlatırlardı
Duymadan biz, düşünmeden.
Her an bir asır kadardı.
O zaman herkes uzaktı ölümden.
Candan sevdiklerimiz vardı.
Hepsi başka güzeldi, bizi tanımazlardı.
Bütün yollarımız geçerdi gül bahçelerinden.
Ne güzel zamanlar vardı eskiden.

Özdemir Asaf

12 Ekim 2012 Cuma

ben...


Bazen hiç konuşmadan çevremdekileri dinleyesim geliyor sadece insanları gözlemlemek istiyorum. İyice sessizleşip herkesi şaşırtıyorum. Neyin var dediklerinde cevap veremiyorum çünkü neden öyle olduğumu ben bile bilmiyorum. Hiçbir şeyim yokken bir anda mutsuz olabiliyorum ya da saçma sapan şeyleri kafama takıp kendime dert edinebiliyorum.

Yapmamam gereken çok fazla şeyi yaptığımı düşünüyorum. Neden o gün oradaydım ki? Neden o sözleri söyledim ki? Neden şöyle demedim ki? Bunlara benzer bir sürü şey... Sanırım ben kendimi bile çözemiyorken başkalarının beni anlamasını istemem çok büyük bir haksızlık. Bunları çevremdekileri gözlemlediğimde çok daha net fark ediyorum.

Acaba herkesin benim gibi böyle saçmaladığı zamanlar oluyor mudur???

11 Ekim 2012 Perşembe

anonim?

'İyi' demek adettendir ya !
'İyiyim' dedim…
Değilim...

Anlatılması zor bir duygu içimde ki..
...Her harf,
Her kelime,
Ve her cümle, olduğundan ya çok basit ya da daha karmaşık bir hale getiriyor dilime getiremediklerimi.

Birgün konuşmayı unutmak, sadece susmak istiyorum..
Birgün susmayı unutmak, olur olmaz konuşmak istiyorum...
'Kime, neye konuşursan konuş' diyorum…
Yeter ki susma!

Hiçbir söz yetmiyor, beni 'bana' anlatmama…
Dinleyemiyorum kendimi, acımadan içim…

Dokunsalar ağlayacağım bir ömür boyu…
Ve değseler hüznüme, döküleceğim parça parça…

Bir anlık değil, boğulduğum bilinmezlik.
Acısı çıkıyor sustuklarımın.
Oysa ben iyiyim görünürde !

Anlamını içime çeke çeke mutluluğa erişemiyorum...
Ya hep ben fazla geldim ya da hep bir şeyler eksik kaldı…
Şimdi iyi olan ne varsa, üzerine çizgi çekemediğim kırgınlıklar sarıyor dört yanını.

Ve ben,
İyi olmanın eşiğinde, korkulara kapılıyorum anlamadığım bir biçimde…
Sebebim yok.
Belki de çok…

Biliyorum;
Ben bile kendimi anlayamıyorken anlaşılmayı beklemek, hayalden de öte. .

Ben kendimi,
Görmüyorum
Duymuyorum
Ve bilmiyorum…

10 Ekim 2012 Çarşamba

Yanına kadar koştuktan sonra 
bir adım daha atamayacaksan eğer 
oraya kadar sakın koşma. 
Sana değil, bekleyene yazık olur...

özdemir asaf

9 Ekim 2012 Salı

!!!

Her düşündüğünü söyleme, ama her söyleyeceğin şeyi düşün, olmayacak düşüncelerini de yapmaya kalkma. Candan ol, ama sırnaşık olma. Deneyip dost edindiklerini bağrına bas, ilk tanıştığın her kişi ile el sıkışıp dost olma. Kavgaya girmekten sakın, ama girdikten sonra da sıkı dayan ki, karşındakinin gözü korksun. Her konuşanı dinle, ama az konuş. Herkesin fikrini öğren, fakat kendi fikrin sana kalsın. Ne kimseden borç al, ne kimseye borç ver. Çünkü borç veren çok kere parasından olur, borç alan da tutum alışkanlığını kaybeder.

William Shakespeare

8 Ekim 2012 Pazartesi

" Aşk ateistti, çok geç anladılar.''



''Yunanlısına Eros,
Romalısına Amor dediler.
İkisini de Tanrı yaptılar aşkın başına..

Tanrı olmak basitti de hiç gerçek olamadılar, masal olmak çok koydu gerçek olamayan Tanrı kırıntılarına. . 

Gün bitti, değişti zaman. Ne Roma kaldı geriye ne Eski Yunan. 
Eros'tan biblo yaptılar, 

Amor'dan parfüm.
Tanrılıklarını satıp ekmeklerini kazandılar. "

" Aşk ateistti, çok geç anladılar.''

Deniz Öncel (?)

7 Ekim 2012 Pazar

:) :) :)

"Yetişkin bir kızı olan bir dul kadınla evlenmiştim.
Babam da üvey kızımla tanışınca, ona aşık oldu ve sonunda da kandırdı ve evlendiler.
Böylece babam damadım oldu. Üvey kızım da annem durumuna geldi.
Karım bir oğlan doğurdu.
Çocuk tabii ki babamın kayın biraderi ve üvey annemin kardeşi olarak benim dayım sayıldı,

Üvey annem de bir oğlan doğurdu. Böylece kardeş sahibi oldum.
Ama üvey kızımın çocuğu olduğundan, aynı zamanda da torunum sayıldı.
İş bu kadarla da bitmedi.
Karım annemin annesi olduğu için, benim büyük annem sayıldı.
Ben de babamın babası oluyordum.
Sonunda kendimin dedesi olmuştum..."

-Mark Twain- (Mantık Hakkında) - Biraz mizahi, ama mantık dolu :)

6 Ekim 2012 Cumartesi

HER GÜNE BİR NOT- NOT 18



Öğrendim ki…
Her problem kendi içinde bir fırsat saklar.
Ve problem, fırsatın yanında cüce kalır.

HER GÜNE BİR NOT- NOT 17



Öğrendim ki…
İki kişi münakaşa ediyorsa,
Bu birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmez.
Etmemeleri de sevdikleri anlamına gelmez.

4 Ekim 2012 Perşembe

HER GÜNE BİR NOT- NOT 16



Öğrendim ki…
Şartlar ve olaylar,
Kim olduğumuzu etkilemiş olabilir.
Ama ne olduğumuzdan kendimiz sorumluyuz.

3 Ekim 2012 Çarşamba

HER GÜNE BİR NOT- NOT 15



Öğrendim ki…
Bazen başkalarını affetmek yetmiyor.
Bazen insanın kendisini affedebilmesi gerekiyor.

2 Ekim 2012 Salı

HER GÜNE BİR NOT- NOT 14



Öğrendim ki…
Ne kadar yakın olursa olsunlar
En iyi arkadaşlar da ara sıra üzebilir.
Onları affetmek gerekir.

1 Ekim 2012 Pazartesi

HER GÜNE BİR NOT- NOT 13



Öğrendim ki…
Tecrübenin kaç yaşgünü partisi yaşadığınızla ilgisi yok,
Ne tür deneyimler yaşadığınızla var.