Geçen haftadan beri ortada dolaşan özgürlük furyaları adı altında yapılan paylaşımlara birkaç kelam edesim geldi. Soran yok ya fikrimizi, olsun şöyle dursun.
Kendimden bahsedeyim yine biraz size bugün. 12 yaşımda iken, hiç unutmuyorum 20 nisanda tesettüre girdim. Hiçkimsenin baskısı ile değil, elhamdulillah tamamen kendi rızam ve isteğimle girdim. Hatta annem ve babam kızım bak daha küçüksün zor gelebilir istersen büyüyünce olsun dediler reddettim. Ben istiyorum nokta dedim, karışmadılar var olsunlar. O dönemde (15 yıl önce) tesettür kıyafetlerini de öyle çok bulamıyorduk. Tabiri caiz de değil aslında ama söyleyeceğim, teyze gibi giyinirdim :) Düşünsenize 12 yaşında bir genç kızım, yaşıtlarım giyindiklerimi yargıladı, sorguladı, güldü ve daha bir sürü şey.. Daha da inat ettim. Şimdi o giyindiklerime ben de üzülüyorum düşününce. Ne yapalım, o zamanın en güzelleri, tesettüre en uygun olanları onlardı, oh iyi ki de giymişim :)) Hiç düşünmedim tesettürden çıkmayı. Okulda açılmak zor geliyordu hatta.. Neyse hasılı 15 yıldır tesettürlüymüşüm (vay bee epeyi de olmuş :)))
O süreçte kafama takılan bazı sorular vardı ama sormaktan korkup öteledim, susturdum kendimi. Sonra yıllar sonra, geçen sene, çok yakınımdaki birisinin iman mücadelesine düştüm. Tekrar susturduğum sorularımla karşılaştım, ama bu sefer ona anlatabilmek için cevaplarını bilmem gerekiyordu. Onunla birlikte hiç bakmadığım açılardan ele aldım dinimizi, onun öyle sorularıyla karşılaştım ki, sorularını cevaplayamayacağım ve ellerimin arasından kayıp gidişini izleyeceğim diye çok korktum. Bu soruların mutlaka bir cevabı vardır diyerek önüme geleni okudum-izledim o dönemde. Ve her okuduğum cümle beni daha da çok O’na yaklaştırdı elhamdulillah. Dilimden geldiğince anlattım izah ettim, başka kimselerden de yardım aldık şimdi elhamdulillah iyi durumda kendisi. Ona sağladığı fayda kadar benim için de hayırlı oldu bu olay. Her şerde mutlaka bir hayır var..
Dinimiz akla yatmayan hiçbir şeyi emretmiyor. Emrolunan her şeyin sonu güzelliğe, kendine ve topluma faydalı kimseler olmaya yönlendiriyor. Biz elimizin altında olduğu için kıymet bilmiyoruz, pek çok şeyde olduğu gibi.. Arada 0 dan başlamak lazım hayata, neden var olduğumuzun idrakına varmamız lazım. Bunun için de bolca okumamız lazım Kutsalımızı. Her şey O’nda gizli, en büyük soruların en güzel cevabı O’nda.. “Oku” diyor ya ilk inen ayet, “Oku”mamız lazım her ayeti çokça.
İmanı kazanmak ve korumak zor, meşakkatli ama sonundaki o yeniden keşfediş yeniden var oluş hissi de bir o kadar huzur verici. O yollardan geçmeyen bilemez, Bu değiştik özgürleştikçiler maalesef savaşı kaybeden ve çokça duaya ihtiyacı olan kimseler. İslam ya da tesettür kimseyi kısıtlamıyor. Bunu baskı olarak görmek kişinin kendi kendini kısıtlaması aslında. Kendi nefsine kabul ettiremedikleri olgulardan başkalarını suçlayarak, üzerimde baskı kuruyorlardı diyerek kaçış.
Bahsettiğim gibi ben de tesettürlüyüm, belki onların yaşadığı gibi zorluklar değildi(?) ama ben de zorluklar yaşadım. Aradaki fark şu idi, Elhamdulillah inandığım şeyden taviz vermedim. Haa konserime de giderim sinemama da tiyatroma da ama usulünce, dozunu kaçırmadan yaparım tüm bunları. Daha önceden de bir yerlerde söz etmiştim, dört dörtlük bir tesettürlü müyüm, hayır. Nefsimle savaştayım hâlâ, yenmem gereken, aşmam gereken çok şey var. Rabbim herkesin kalbini biliyor amenna ve saddakna ama buyruklarına göz göre göre karşı geldikten sonra O benim kalbimi biliyor demeye nasıl yüzümüz oluyor?
Allah bizleri yolundan ayırmasın. Allah kimseyi imanı ve sevdikleri ile sınamasın.
Kalalım selametle..
Eline yüreğine sağlık.
YanıtlaSil