Kötüyüm bu aralar, gerçekten kötüyüm. Sevinesim gelmiyor hiçbir şeye, sanki her gülüşüm sahte. Hep bir eksiklik hissi hakim hayatımda. Olmasını aslında istediğim, istediğim gibi olduğu takdirde hayatımın ne kadar kolaylaşacağını bildiğim fakat mümkün değil kıyısına bile yaklaşamadığım bir eksiklik. "Ee artık okul da yüksek de bitti, iş de tamam, sen oldun artık sıra evlilikte" diyorlar ya, bilmiyorlar ki ben evlendikten sonra mutlu olacağımı düşünmüyorum. Kimse bana mutlu evliliğin olabileceğinden bahsetmesin. Sadece kavga bağırış çağırış, sürekli kişilerin birbirini kırması, birlikte mutlu geçen günlerin elle sayılacak kadar az olması, karşılıklı sevgi ve saygının olmaması, en basit olayın bile sorun haline getirilmesi vs.. Evlilik bu ise ben bunu istemiyorum. Tabi ki bu yola girerken kötü şekilde devam edecek diye girilmiyor, olaylar, yaşananlar sürüklüyor hayatları bu boyutlara. Tahammülsüzleşiyor eşler birbirlerine sonra da olaylar çığırından çıkıyor. Hele bir de aileler işin içine giriyorsa durum daha da karmaşık bir hal alıyor ki ailelerin işin içine girmemesi gibi bir ihtimal yok çünkü bir kişiyi tek başına hayatına almış olmuyorsun, ailesiyle de evlenirsin derler ya, o hesap. Genelde tartışmaların temel sebebi saygının kaybı gözlemlediğim kadarıyla. Halbuki ne kadar da hayatımızın içinde olmazsa olmaz bir kavram olması gerekirken.. Gerek kişiye gerekse ailesine yapılan saygısızlıklar birikip taşırıyor, bazen bir bardakta biriken su damlalarının bardağın üst sınırına geldikten sonra taşması gibi bazense birden galeyana gelen süt gibi..
Evlilik denen olgu benim gözümde iki kişinin, birbirlerine mantık çerçevesinde uygun olduktan sonra, karşılıklı sevgi hatta daha çok saygısıyla oluşturduğu bir kurum. İki kişi evleniyorsa şayet birbirine eş olmak için evlenmeli. Biri kaşı gözü için diğeri parası pulu için seviyormuş gibi yapmamalı, birbirini çekmemeli, ikisi de birbirlerine ait olduklarını hissetmeli eşlerin. Hayat arkadaşı denilmiyor mu zaten? Birbirlerinin hayatına talip olmalı eşler. Birbirlerine evlendikleri için katlanmamalı, birbirlerinin her haline evet demeliler. Ne olursa olsun, başına ne gelirse gelsin hep yanında olacağını göstermeli dertleri hüzünleri, kederleri,sevinçleri hep birlikte üstlenmeliler. Onun yanındayken insan kendini sonsuz güven ve huzur içinde hissetmeli.
Evleneceğim insanla gerçekten mutlu olacağıma inanmam lazım işin özü, bu da artık o kadar zor ki.. Karşımdaki kişinin beni üzmeyeceğine inanacak kadar ona güvenmem o kadar güç ki.. Çok mu şey istiyorum, huzur sadece, iki cihanda da huzur istiyorum hem kendim hem de ailem için.. Filmlerde mi gerçekten böyle hayatlar sadece?
Yine bağlayamadın konuyu Tuğba, olsun anlattın az çok derdini. Mevlam görelim neyler, neylerse güzel eyler..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder