Mümkün olduğunca çevremdekilerin doğum gününü kutlamaya ve o kişilerin o günü mutlu bir şekilde geçirmelerine özen gösteririm.
Kendi doğum günümü ise çok önemsemem, yani öyle sanıyordum, ama öyle değilmiş..
Her sene o gün gece 00.00 dan başlayıp ertesi güne bağlayan geceye kadar bir çok sevdiğim hatırlardı, yazardı kutlardı.. Ama geçen sene öyle olmadı.. Küçük ailem dışında hiç kimse hatırlamadı, ha bir de tıvıtırdan gören birkaç sosyal medya sakini kutladı sağ olsunlar ki oradan tanıştığım ve değer verdiğim kimseler dahil görebilecekleri bir yerde dururken göremedi.. Hani böyle deyince de “Amaaan Tuğba dert ettiğin şeye bak ya ne dertler var, sanki çok önemli bir şey olmuş gibi, öldün mü hastalandın mı ne oldu da sanki” diyorum ama insan hatırlanmak istiyor biliyor musunuz? Senede bir gün de olsa o gün onun günü olsun istiyor.. muş yani o günün sonunda bunu daha net algıladım. O günden sonra bende bir şeyler değişti. Daha hassas biri oldum daha duygusal, daha kırılgan.. Sanırım güvendiğim tüm dağlara aynı anda kar yağdı..
Ha bir sonraki gün pek çoğu hatırladı, özür diledi ama iş işten geçti derler ya, iş işten geçmişti benim için
“Bir daha kimseye böyle güvenme Tuğba, sen insanlara değer veriyorsun ama sen onlar için değerli değilsin ki” böyle hissettim
Hani defalarca çok farklı olaylarla sarsıldım güvendiğim kimseler tarafından, gerçekten güven sarsıcı olaylardı olanlar. Dolandırıldım, kandırıldım, salak yerine kondum, iftiraya uğradım ve daha niceleri..
Bakınca bu olay diğer güven sarsıntılarıma sebep olan olaylara kıyasla bu kadar büyütülecek bir şey değil belki ama sanki tutunduğum dal kırıldı o gün içim öyle acıdı ki, o gece o kadar ağladım ki.. Üzerinden çok uzun zaman geçti ama o geceyi hatırladığımda hâlâ inciniyorum.
En çok da en beklediğinin hatırlamaması, o kadar görebileceği bir yerde iken görmemesi..
Neyse, zaten şu sıralar bir şeyler yazasım yok, telefonu elime alasım gelmiyor.. Öylesine bir patlayasım geldi buraya birden
Siz kalın selametle, Dua ile..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder